Neden meslek sahibi oluyoruz hiç düşündünüz mü? Ya da neden aile kuruyoruz? Neden çocuklarımız oluyor? Neden ev, araba almak için 120 ay vadeli krediler çekip en sonunda da büyük bir yorgunluk ve yıpranmaya giriyoruz? Hayatın içinde bunca koşuşturmamızın nedeni ne? Daha iyi, daha lüks, daha çok imkâna sahip olmak mı? Daha kabarık banka hesaplarına ulaşmak mı yoksa? Daha itibarlı, toplum tarafından saygı gören insanlar olmak mı? Peki, bir an için bütün bu koşulları sağladığınızı düşünün. İstediğiniz arabayı alabiliyorsunuz mesela. İstediğiniz evi de. İstediğiniz gibi bir banka hesabınız var. Kendinizi olabildiğince güçlü hissediyorsunuz. Hatta bazılarınız banka hesabının yanı sıra egolarını da şişirip “seni yendim İstanbul” diye bağırıyor. Sonuç ne? Nereye vardınız? Bütün bunlara sahip olmak isterken neyi amaçladınız? Hiç kendinize sordunuz mu? Yoksa siz kendinizce mutlu olmanın yolunun bunlara sahip olmaktan geçtiğini mi sanıyorsunuz?
Mutluluk nedir? Her istediğini, özgürce yapabilmek mi? Güç mü? Kudret mi? Para mı? Mal mı? Emrinde bir sürü insanın çalışması mı? Yönetici pozisyonunda oturmak mı? Bütün bunlara bir an için sahip olduğunuzu düşünün. Hatta ülkenin en tepesine bile ulaştığınızı farz edin. Sonuç ne? Mutlu musunuz? Ya harcadığınız zamanlar? Sevdiklerinizle geçireceğiniz zamanların ihmali. Çocuklarınızı göremeyişleriniz? Yükseleceğim, daha çok kazanacağım, bir iş sahibi olacağım derken kırıp döktüğünüz ve geride bıraktığınız insanlar? Mutluluk nedir sevgili dostum? Senin kendi ihtiraslarının elde edilmesi, kazanılması için her şeyi yapman mı? Her yolu denemen mi? Kalp kırmaların mı? Kazanmak için sürekli bir yarış halinde olman mı? Yaşlı anneni ve babanı bütün bu koşturmaların yüzünden haftada bir telefonla arayıp kendini rahatlatman mı? Minik bebeğinin, küçük kızının, ergen oğlunun, evlilik çağına gelen evladının seninle vakit geçirememesi mi mutluluk? Ama ben onlar için çabalıyorum demen giden geri zamanı sana geri getirecek mi? Yoksa bu senin kendi kendini kandırman mı?
Sevgi, merhamet, aşk, ümit etmek, birilerinin gözünün içinin parlaması nedir bilir misin? Hatırlıyor musun bunları? Mesela en son ne zaman çiçek aldın eşine? Ya da gerçekten eşinin doğum gününü önemseyip gömlek ve saat dışında onun ruhuna özel olarak düşünülmüş bir sürpriz yapmayı ne zaman başardın? Sevdiğinin gözünün içine bakarak ona en son ne zaman sevdiğini söyleyip sarıldın? Çocuklarınla ne zaman oyun oynadın mesela? Ne zaman birlikte yürüyüş yaptınız mesela? Onların ne zaman dertlerini dinledin mesela. Öyle ya çocuğun derdidir geçer gider mi dedin? Geçmez efendim geçmez! Senin o geçirmediğin güzel günlerin cezasını çocuğunun gelecekteki eşi çekecek. Onun kendi çocukları çekecek. Bir patron olursa emrinde çalışanlar çekecek. Ülke yönetirse vatandaş çekecek. Sen sanıyor musun ki mutlu olan insan karşısındakini üzer? Mutluluk nedir? Şimdi biraz daha anlayabildin mi sevgili dostum?
Mutluluk senin insanlığın. Sana doğuştan armağan edilen sevgi, saygı, görgü, sabır, iyi insan olma vasfıdır. Senin karşındaki insanlarla empati yeteneği kurabilmendir. Ahlaklı olmandır. Mutluluk senin özgürce düşünebilmendir. Bir başkasına yapılan haksızlık karşısında senin de üzülmendir. Mutluluk nedir biliyor musun? Senin insanları hatırlamandır mesela. Onları zor günlerinde yalnız bırakmamandır. Çıkarsız sevmendir karşındakini. Amasız ve fakatsız! Aldatmamandır onu hiçbir şekilde.
Kendine bile dürüst olmandır mutluluk. Bir işi hakkıyla yerine getirebilmendir. Elinden geleni yapmandır herhangi bir konuda. Başından atmamaktır. Yatağa yattığında birine haksızlık ettim mi diye düşünmemendir. Vicdanının rahat olmasıdır mesela. Üzmemendir. Vicdansızlık etmemendir. Bir işte uzmanlaşmışsan senin gibi uzman kişilerin yetişmesine yardımcı olmaktır. Mutluluk güzel bir bakıştır. Baktığın şeyi güzelleştirmendir. İftira atmamandır karalamak için. Çirkeflik yapmamandır. Mutluluk nedir biliyor musun sevgili dostum? Mutluluk iyi bir insan olmayı başarmak için elinden ne geliyorsa yapabilmendir.
Şimdi oturduğun yerden kalk ve mutlu et kendini. Sevdiğine sevdiğini söyle mesela. Git evladına sarıl kocaman kocaman. Seni tutan kim? Birlikte oturup film seyredin bu yasaklı pandemi gününde güzel olmaz mı? Sevdiğine küstün mü? Ara onu ve kalbini aç kocaman. Tüm samimiyetinle ona bağlılığını söyle. Özür dile hatan yoksa bile. Küçülecek misin? Hayır, bir kalp kazanacaksın sevgiyle.
Mutlu olmak istiyorsan mutlu etmelisin. Kendini mutlu ederek mutlu olamaz ki insan. Seni gerçekten sevenlerin değerini bil ve seni Yaratana şükret. Seni seven insanlar nasip ettiği için. Ya hiç sevenin olmasaydı? En çok ta karşılıksız sevenlerin değerini bil. Seni bütün kalbiyle ve sevgiyle sevenlerin. Onları elinden sakın kaçırma. Sıkı sıkıya sarıl ve sonsuza kadar onları bırakmamaya yemin et. Çünkü senden tek bekledikleri de bu. Karşılık beklemeksizin, bütün kalbinle sevmen.
Hayat bu bazen uzun bazen kısa. Dün sevdiklerin bugün var yanında yarın yok. Bu anın ve şimdinin değerini bilmen gerekli. Mutluluğa ulaşmak istiyorsan elindekilerin kıymetini onları kaybetmeden önce bilmelisin. Eğer sen bunu bilmeyi başaramazsan onlar gelecekte senin imtihanın olacak. Unutma ki neyi önemsemezsen o senin imtihanın olur. Bazen de çok önemsediklerinle imtihan edilirsin. Öyle ya her şekilde imtihan edilmiyor musun bu dünyada? Yoksa sen sadece sınavların okulda mı yapıldığını sanıyorsun? Hayatın kendisi senin sınavın! Mutlu olmak istiyorsan önce bunu anlamalısın. Ve unutma ki; bu sınavın tek başarısı senin iyi bir insan olman sayılacak!
Uzman Klinik Psikolog Selçuk Arıcı
selcukarici@gmail.com
Bilgi: Selçuk Arıcı'dan randevu almak için çağrı merkezimizi arayabilirsiniz.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.