Bütün dünyayı pandemi ve ekonomik krizlerin sardığı bugünlerde kendini yorgun ve bitkin hissettiğini biliyorum. Evden zoraki haller dışında çıkmıyorsun. Canın hiçbir şey yapmak istemiyor adeta. Kitap okumak istesen okuyamıyorsun. Eskiden sinema seyredince kendine gelirdin. Televizyonda futbol gördüğünde saatlerce heyecanla izlerdin. Ama artık bunların hiç biri ilgini çekmiyor. Biliyorum!
Bazınız işinizden oldu evinde oturuyor. Bazınız ise maaşları düşürüldü zoraki olarak bir iş bulmanın ucuna tutunmaya çalışıyorsunuz. Kiminiz ise asgari ücretle de olsa bir iş bulayım da ne olursa olsun diyorsunuz. Bazılarınızın evlenmek gibi bir hayali var. Ama eş adayınızın henüz bir işi yok. Ya da hep ömrünüz boyunca hayalini kurduğunuz kalabalık bir düğün olamayacağını biliyorsunuz pandemi yüzünden. Evlenmenin bile bir tadı kalmadı diyorsunuz, biliyorum!
Herkes için zor ve bir o kadar da yorucu yıllar bu yıllar. Ama hayat ta devam ediyor. Yaşamaya devam ediyoruz. Belki gelecek umutlarımızın en dipte olduğu yılları yaşıyoruz ama yine de bir umutla yaşamaya devam ediyoruz. Ayakta kalmaya çalışıyoruz. Her türlü zorluğa rağmen ayakta kalmayı sürdürmeyi deniyoruz. Bunun için çaba gösteriyoruz.
Bir şarkı vardır. Sanırım sözleri şöyleydi: “Yıkılmadım, ayaktayım. Dertlerimle baş başayım”. Aynen bu sözlerde olduğu gibi evet dengemiz bozuldu ama yıkılmadık! Eğer yıkılmadıysak ta şunu bilmelisiniz ki yeniden toparlanırız. Şu anda içinde bulunduğun durum her ne olursa olsun ayağa kalkacağını bilmeni istiyorum. Çünkü hayat devam ediyor. Devam da edecek. Sen kendini üzsen de, yıpratsan da, hırpalasan da, depresyona girdim desen de, ağlasan da, sızlasan da hayat devam ediyor. Devam etmeye de, akışını sürdürmeye de devam edecek.
Sen yıkıldım dediğinde bilmelisin ki kendine zarar veriyorsun aslında. Kendini üzüyor ve yıpratıyorsun. Bu hayat senle veya sensiz devam edecek. Ama seninle devam ederse hem sen bu hayata bir şeyler katmayı sürdüreceksin. Hem de bu çevrendeki insanlar senden nimetlenecekler. Düşünsene! Bu hayatta birilerinin elinden bir şekilde tutup onların kendilerine gelmesini sağlıyorsun. Onların kendi yıkıntılarından çıkıp ayağa kalkmasına yardımcı oluyorsun. Birilerinin annelerinin, birilerinin babalarının sayende mutlu olduğunu görüyorsun. Belki de kendi yıkıntılarından kurtulduğunda öylesine faydalı bir insan haline dönüşeceksin ki!
Biliyor musun? Kendini önemsiz görmeyi artık bırakmanın zamanı geldi ve geçiyor. Sen değerlisin. Allah seni yarattığına göre senin bu dünyada bir görevin olmalı. Bir faydan olmalı. Sen olmasan ne olurdu hiç düşündün mü? Çocukların olur muydu? Ya birlikte vakit geçirdiğin, iş hayatına kazandırdığın insanları düşün. Yetiştirdiğin evlatlarını düşünmelisin. Annen ve babanın senin var olmandan dolayı yaşadıkları mutluluğu sen olmasan kim verebilirdi bu hayatta? Sen değerlisin! Sen çok kıymetli ve biriciksin. Bunu sakın unutmamalısın.
Belki de yetiştireceğin öğrencilerinden birisi bu dünyanın kurtulmasına sebep olacak. Ya da senin yapımında çalıştığın köprü sayesinde yollar kısalacak. Ya şifa bulmasına sebep olduğun insanları bir düşünsene! Senin yazdığın kitaplar ve yazılar sayesinde belki de evet kendime gelmeliyim diyen bir sürü insan ortaya çıkacak ve ayağa kalkacak. Bu yüzden sen değerli ve biriciksin. Bunu sakın unutmamalısın.
Ama bütün bu faydalarının yanı sıra ayağa kalkmak için seni yaratan Yüce Yaratıcı ’ya borçlusun! Çünkü nefes almanı sağlayan da O. İçinde bulunduğun bedende sağlıklı bir şekilde yaşamanı sağlayan da O! Bu yüzden şükretmelisin sana böyle bir hayat nasip edene.
İçinde bulunduğun miskinlik enerjisinden kalkmak zorundasın. Çünkü senin ayağa kalkmanı bekleyen insanlar var bu dünyada. Senin ayağa kalkmanla fayda görecek bir sürü insan olacak geleceğinde. Bu yüzden sen bu dünyaya lazımsın. Sen lazım olduğun bu dünyaya gönderildin. Sen bir israf olsaydın hiç yaratılır mıydın?
Ayağa kalk ve kendine gel artık. Yaşadığın ve sorguladığın bu hayatı artık sorgulamaya başlamanın zamanı gelmedi mi? Nefes aldığın sürece ayakta olmak zorundasın. Sağlıklı olduğun sürece bir şeyler üretmek zorundasın. Kalk ve kurtul bu tembellik enerjisinden. Bir şeyler yaz. Bir şeyler oku. Resim yap. Şiir yaz. Çocuklarla top oyna. Mutfağa gir ve yemek yapmaya çalış. Bilmiyorsan da yeni yemekler yapmayı öğrenmeye çabala. Çabala! Çabala! Ama sadece çaba göster. Çünkü evrensel bir denge kurulu. Ve bu denge senin ayağa kalkmanı ve bir şey yapmanı gerektiriyor.
Biliyor musun? Evrende hareketsiz olan hiçbir şey yok. Her şey bir hareket halinde aslında. Sen bazı şeyleri hareketsiz olarak görsen de hareketsiz hiçbir şeyin olmadığını bilmelisin. O koca koca dağlar bile yerinde durmuyor. Onlar bile hareket halinde. Gökyüzündeki bulutlara bir baksana. O bulutlar hareket etmese olur muydu hiç yağmur, kar, fırtına?
Akan sulara şöyle bir bak! O sular akmasa bu kadar canlı ve tabiat neyle beslenirdi? Su akmasa eko sistem olur muydu hiç? Kuşlara, arılara, böceklere, hayvanlara bak. Hareket halinde olmayan bir şey görebiliyor musun? Kafanı kaldırıp yıldızlara bakmayı dene istersen. Onların bile ışıkları milyonlarca ışık yılı kat ediyor. Senin gördüğün yıldızların belki de milyonlarca yıl önceki halini görüyorsun. O yıldızların ışığı bile ilerlemesini sürdürüyor. O halde senin de yerinde oturup şikayetlenmeye hakkın yok. Kalk ve bir çaba içine gir artık!
Kafanı çevirdiğin ve gördüğün her şey ancak bir çaba sonrasında oluşuyor. Çabasız hiçbir şey olmuyor. Olmayacak ta! Çünkü bu evrenin kurulu olduğu sisteme uymaz. Evrensel denge senin çabalamanı istiyor. Para kazanmak istiyorsan çabalayacaksın. Umutsuzluğa düşemezsin. Bir yol sana kapanırsa başka yollar denemelisin mesela. Sana kapalı olan o yol ne ise onun önünde beklemeyi bırak artık. Otur ve düşün. Beynini kullanmanın vakti gelmedi mi?
Biliyor musun? Sen istediğin sürece ölüm dışında her şeyin bir çaresi olduğunu sakın aklından çıkarma. O yüzden ayağa kalkıp tıkalı yolun önünden uzaklaş ve yeni yollar keşfetmeye çalış. Seni temin ederim ki yeni bir yol mutlaka karşına çıkacak. Çünkü ilahi sistemin kurduğu bu evrensel denge bu şekilde çalışıyor. Sen bir çaba içinde olduğunda o yeni yolları keşfetmeye başlayacaksın. Bulunduğun yerden dağın arkasını göremezsin. Dağın arkasını görmek istiyorsan kalk ve o dağa tırmanmayı dene. Ya da dağın kenarından dolaş ve dağın arkasında ne varmış bir de o şekilde görmeyi dene. Ama sen bunu yapmaya çalışmadığın sürece o dağ hep orada kalacak ve sen hep odağın arkasında neler olduğunu merak edip duracaksın.
Ayağa kalkmak ilk başta sana zor gelebilir ama emin ol ki bir defa kalktığında sonrası da gelecek. İlk başlarda sendelesen de, dengen bozulup tekrar tekrar yere düşsen de eninde sonunda azmederek dengeni yakalayacaksın. Bu konuda sana garanti veriyorum. Çünkü sistem böyle işliyor. Hiçbir çabanın karşılıksız kalmadığı bir sistemin içerisinde yer alıyorsun çünkü. Sen bir adım attığında bu öyle bir sistem ki bir anda karşına on adım atabiliyor. Bu yüzden neyi yapmak istiyorsan artık yapmak için harekete geçmelisin. Kendini bu konuda hala çaresiz hissetme. Ayağa kalk ve neler oluyor bir gör artık. Bulunduğun pozisyonda aklın kilitleniyorsa çık ve sokakta yürümeye başla. Emin ol ki yürümeye başladıktan bir süre sonra kilitlendiğin bütün konularda aklına yeni fikirler gelecek.
Sen yeter ki umutsuzluğa kapılma! Umut ve ümit bizlerin en büyük ilacı olmalı bu hayatta. İçinde yaşadığın dünya seni bezdirse de her şeyin gelip geçici olduğunu sakın aklından çıkarma. Şu konuda seni temin ederim ki, yürekten ve kalpten istediğin her şeye ulaşmanın bir çaresi var. O da ayağa kalkıp bir çaba sarf etmek. Bunun dışında bir yolu yok.
Ne bekliyorsun? Şimdi bu yazıyı okuduktan hemen sonra ayağa kalk ve gökyüzüne bak. Doğaya bak. Hareket eden ne varsa onlara bak. Başaracaksın!
Uzman Klinik Psikolog Selçuk Arıcı
selcukarici@gmail.com
Bilgi: Selçuk Arıcı'dan randevu almak için çağrı merkezimizi arayabilirsiniz.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.