26 Eylül 2025 Cuma Hutbesi: Diyanet'ten Haftanın Konusu ve Tam Metin!

Bir Mübarek Cuma'yı daha geride bıraktık. Cuma namazı için camilere gidecek olan Müslümanlar, bu haftaki Cuma Hutbesi konusunu araştırmaya başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı, 26 Eylül 2025 tarihine ait Cuma Hutbesi'ni yayımladı. Hutbenin içeriğinde, "Namaz yalnızca fiziksel hareketlerden ibaret değildir; hayatımıza yön veren ve bizi istikrarlı kılan bir yol haritasıdır. Namaza başlarken 'İftitah Tekbiri' alarak Allah'tan başka ilah olmadığını belirtiriz." ifadeleri bulunuyor. 26 Eylül 2025 Cuma Hutbesi'nin tam metnini ve konusunu keşfedin!

26 Eylül 2025 Cuma Hutbesi: Diyanet'ten Haftanın Konusu ve Tam Metin!

26 Eylül tarihini taşıyan Cuma Hutbesi’nin teması netleşti. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın dinhizmetleri.diyanet.gov.tr web sitesi aracılığıyla yayımlanan hutbenin başlığı “Peygamberimiz (s.a.s), Cami Ve Namaz” olarak belirlendi. Türkiye genelindeki tüm camilerde, cuma namazı öncesinde okunacak olan hutbede, cami ve namazın; modern çağın zorlukları, yalnızlık ve hızlı yaşam tarzı arasında sıkışmış olan bireylere nefes alma, huzuru bulma ve ruhsal dinginlik sağlama fırsatı sunduğu belirtildi. Ayrıca, toplumsal barışa katkı sağladığı, çocuklara ve gençlere kimlik kazandırdığı, sorumluluk bilinci aşıladığı ifade edildi. İşte 26 Eylül 2025 Cuma Hutbesi’nin tam metni…

PEYGAMBERİMİZ (S.A.S), CAMİ VE NAMAZ

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam’ın temel ilkelerinden biri, namazdır. Namaz, Cenâb-ı Hakk’ın bütün peygamberlere ve topluluklarına emrettiği bir ibadettir. Namaz; dinin temeli, müminin ruhsal yükselişi, imanın hayatımızdaki tezahürüdür. Huzurun, teslimiyetin ve kulluğun sembolüdür. Rükün, şart ve edebine uygun bir biçimde kılınan namaz; nefsimizi eğitir. Hayatımıza bereket katar. Evlerimize huzur getirir. Bizi dünyasal hırs ve gösterişten uzak tutar. Yorgun ruhlarımızı yeniler. Zorluklarla başa çıkmayı öğretir.

Aziz Müminler!

Namaz, yalnızca belirli hareketlerden oluşmaz; bu, hayatımıza yön veren ve bizi istikametimizde tutan bir kılavuzdur. Nitekim namaza başladığımızda, ‘İftitah Tekbiri’ alarak, Allah’tan başka ilah olmadığını ifade ederiz. ‘Kıyam’ ile hakkın yanında sıyrılıp batıla karşı duracağımızı, zulme ve zalimlere kesinlikle rıza göstermeyeceğimizi bildiririz. ‘Kıraat’ ile Kur’an-ı Kerim’i okur, onun evrensel mesajlarını hayatımızın her alanına yayacağımızı belirtiriz. ‘Rükû’ ile yalnız Allah’a eğileceğimizi gösteririz. ‘Secde’ ile de Rabbimize yakınlık hissinin huzuruna ulaşırız. ‘Selâm’ ile birlikte elimizden ve dilimizden kimseye zarar vermeyeceğimizin teminatını sunarız.

Kıymetli Müslümanlar!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) için namaz, hayatının her anında terk edilmeyen bir ibadettir. Hasta olduğu son dönemlerinde dahi cemaatle namaz kılmayı ihmal etmemiş, güçlükle de olsa camiye gelmiştir. Allah Resûlü (s.a.s), namazı bir siper olarak görmüş ve meleklerin katılımıyla sabah namazıyla yeni güne başlamış, “Kim sabah namazını kılarsa, o kişi Allah’ın himayesi altındadır.” demiştir. Bir vakit namazı bırakmayı, dünyayı ve içindekileri kaybetmekle eşdeğer bulmuş ve “İkindi namazını terk edenin durumu, ailesini ve malını yitiren gibidir.” demiştir. Resûl-i Ekrem (s.a.s) sabah namazının bereketiyle güne başlarken, yatsı namazının huzuruyla günü tamamlamış, “Eğer insanlar sabah ve yatsı namazındaki sevapları bilselerdi, sürünerek bile camiye gelirlerdi.” buyurmuştur.

Değerli Müminler!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in hayatında namaz, kulun Allah ile olan ilişkisinin canlı tutulmasını sağlayan bir ibadettir; camiler ise bu ibadetin vücut bulduğu kutsal alanlardır. Allah Resûlü (s.a.s), “Bir kimsenin namaz kılmak üzere sürekli mescide gittiğini gördüğünüzde, onun imanı hakkında şahitlik edin!” diyerek, namaz ve camiyi birbirinin tamamlayıcı unsurları olarak değerlendirmiştir. Zira camiler; Allah’ın evi, Kâbe’nin şubeleri, şehirlerimizin kalbi, medeniyetimizin temeli ve huzur ile barışın güvence altına alındığı kutsal mekânlardır. Beraberce omuz omuza verip, huzur içinde durduğumuz, kardeşliği güçlendirdiğimiz, doğru bilgilerle hayatımızı zenginleştirdiğimiz ilim, hikmet ve irfan merkezleridir.

Aziz Müslümanlar!

Cami ve namaz; yalnızlık, hızlı yaşam ve tüketim kültürü içinde sıkışmış olan günümüz bireyine nefes aldırır, sükûnet bulma ve huzura erme imkânı sunar. Toplumsal barışı destekler. Çocuklarımıza ve gençlerimize kimlik ve kişilik kazandırırken, onlara sorumluluk bilinci aşılar. Zararlı alışkanlıklardan ve yıkıcı ideolojilerden uzak tutarak, ailelerine, topluma ve insanlığa yararlı bireyler olarak gelişmelerini sağlar. Bu açıdan Yüce Rabbimizin,

وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقاًۜ نَحْنُ نَرْزُقُكَۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى

“Ailene namazı emret ve sen de ona devam et. Senden weziye istemiyoruz. Biz sana rızık veriyoruz. Güzel sonuç, takvaya ulaşanlar içindir.” ayetine uyarak ailemizi; tatlı dil, güler yüz ve sabırla namaza alıştırmaya çalışalım. Rızık endişesi nedeniyle çocuklarımızı ve altında çalışanları namazdan alıkoymayalım. Allah Resûlü (s.a.s)’in sabah namazına çıkmadan önce kızı Hz. Fâtıma annemizi ve damadı Hz. Ali’yi namaz için uyandırdığını unutmayalım. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, hayatının son anlarında bile “Namaza dikkat edin!” uyarısında bulunduğunu not edelim.

Kıymetli Müminler!

Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” kutlanmaktadır. Bu yıl, “Peygamberimiz (s.a.s), Cami ve Namaz” temasıyla bu haftayı anacağız. Bu vesileyle, geçmişten bugüne aziz milletimizin manevi inşasında katkıda bulunan hocalarımıza, camilerimizin yapımına katkı sunan hayır sahiplerine ve tüm cemaatimizden ebediyete intikal edenlere rahmet, hayatta kalanlara sağlık ve afiyet diliyorum.

Hutbemi Ankebût sûresinin kırk beşinci ayetiyle sonlandırmak istiyorum: “Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Şüphesiz ki namaz, edepsizlikten ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı anmak en büyük iştir. Allah yaptıklarınızı bilmektedir.”

26 EYLÜL CUMA HUTBESİ TAM METNİ PDF İNDİR-OKU LİNKİ