İnsan ruhu bir dolap gibidir. Sen o dolabın içine ne koyarsan onu biriktirmiş olursun. Ruhunun her bir zerresine öfke ve nefret tohumları ekersen ruhun negatif olumsuz enerjiyle dolacaktır. Ama öbür yandan ruhunu koşulsuz sevgi enerjisi ile doldurduğunda bu bir süre sonra içindeki bütün olumsuz düşünceleri de ortadan kaldıracaktır.
Sevgi enerjisinin bir özelliği vardır ki çevresindeki her şeyi kendisine dönüştürebilir. Aynı durum öfke ve kızgınlıkla ilgili enerjiler için de geçerlidir. Ama koşulsuz sevgi enerjisi dediğimiz şey öfkeden de, kızgınlıktan da, kinden de, öfkeden de daha güçlüdür. Sevgi enerjisi öylesine güçlü bir enerjidir ki temas ettiği her şeyi pozitif bir duyguyla olumluya dönüştürür. Birisi sizden nefret ediyor olsa da ona seni seviyorum deyiniz. O sizden nefret ediyorum demeye devam etse de siz kendisine karşı asla nefret ve öfke duygusu barındırmayınız. Çünkü eninde sonunda koşulsuz sevginiz ile karşınızdaki olumsuz düşüncede bulunan kişiye pişmanlığı yaşattıracağınızı bilmelisiniz.
Burada koşulsuz sevgi dediğimiz şeyi elbette bir suç makinasına, ya da gerçekten kötü bir insana yapmanızı bekleyemeyiz. Burada koşulsuz sevmeniz gereken kişiyi siz daha iyi bilirsiniz. Bu bazen eşiniz, sevdiğiniz, evladınız, anneniz, babanız ya da kardeşleriniz olabilir. Bazen de çok candan ve samimi dostlarınız bu gruba girebilir. Ama sevgi üzerine yaptığım araştırmalar bana şunu gösterdi. Bir sokak hayvanına bile sevgi ile yanaştığınızda size gerekli olan ilgiyi gösterecektir. Öyleyse bu koşulsuz sevgi dediğimiz şey aslında var olan ve yaratılan her şeyi sevmek ve affetmek enerjisi üzerine kuruludur.
Bu hayatta Yüce Yaratıcı neyi yarattı ise bir nedeni ve amacı vardır. Elbette her şeyi ve herkesi yaratmasının da bir nedeni var. Çünkü iyiler ve kötüler var bu yaratılanlar arasında. Elbette her şeyi ve herkesi sevmek zorunda değilsiniz. Ama yaratılan her şeye saygı duymak zorundasınız. Saygı duymanın temelinde ise Yüce Yaratıcı’ ya duyduğumuz koşulsuz sevgiden başka bir şey de yok aslında. Yunus Emre’nin dediği gibi “Yaradılanı severim Yaradandan ötürü” sözü bile tam bu anlatmak istediğimizi göstermekte.
Kimi insanlar gerçekten hayatlarını öfke ve kızgınlık ile beslerler. Onlarla trafikte, sokakta, işyerinde karşılaşırsınız. Her an sinirli ve saldırmaya hazır vaziyette beklerler. Onların bu gerilimli durumlarından çevrelerindeki herkes etkilenir. Biz buna psikolojide aynalama da diyoruz. Yani herkes karşısında bulunan bir nesneden veya kişiden birebir etkilenir. O şeye çok maruz kalırsa da farkında olmadan ona dönüşür. Hayatı boyunca öfkeli olan bir insan yakın çevresine de öfke yansıtacaktır. Yakın çevresindeki insanlar da onun bu öfkeli halinden olumsuz şekilde etkileneceklerdir.
Sevgi enerjisi de benzer mantıkla çalışır. Size sevgi ve şefkat dolu bakışlarla bakan bir sevdiğiniz, eşiniz varsa siz de bu sevgiden mutlaka nasibinizi alacaksınız. Aynı şekilde çocuklarınız da bu sevgiden nasibini alacak. Bir süre sonra kendi hayatınızda aslında her şeye sevgi enerjisi bakmaya başlayacaksınız. Çünkü sevgi enerjisi bir anlamda güneş gibidir. Adeta ışığı ve enerjisi çok yüksektir. Bu enerjiye maruz kalan birinin bundan etkilenmemesi mümkün değildir.
Sevmek ve sevilmek varken neden nefreti seçiyor ki insanlar? Bizim kendi yaratılışımızın bile temelinde sevgi enerjisi vardır. Siz hiç yeni doğduğunda sinir hastası olan bir bebek gördünüz mü? Ya da sevginize karşılık vermeyen bir çocuk gördünüz mü?
Aynı şeyi eşiniz ve sevdikleriniz için de düşünün! Eşiniz size kızmış olabilir. Kötü şeyler de söylemiş olabilir. Ne yapmanız gerekir? Aynı karşılığı verdiğinizde ne olabilir? Ya da ona hiç beklemediği şekilde koşulsuz bir sevgi enerjisi ile yaklaştığınızda ne olur? Bunu hayatınızın her aşamasında deneyebilirsiniz. Trafikte sizinle tartışan birisine arabanızdan inip saldırmak yerine ya da birbirinize küfürlü konuşmalar yapmak yerine sakince “çok geçmiş olsun, inşallah siz de bir şey yoktur. Kendi adıma böyle bir kazada bulunmaktan dolayı çok üzgünüm” dediğinizde karşınızdaki insan ne tepki verir?
Çok net bir şey var ki sevgi enerjisi gerçekten de hayatın içinde sizin daha başarılı olmanızı da sağlayacak bir enerjidir. Yukarıda bahsettiğim gibi sevgi enerjisinin bir ışığı ve enerjisi vardır. Hiç kimse somurtan, alnını çatmış birisinin yanına gitmek istemez. Ama gülümseyen ve sıcak davranan insanların her zaman yanına gitmek istersiniz. Adeta onun o enerjisinden siz de nasiplenmek istersiniz. Sevgi enerjisi öyle güçlüdür ki bir kişiyi hiç görmeseniz de, uzağında bile olsanız sırf onu sevdiğinizi düşündüğünüzde bile bir süre sonra kendi çekiminizi oluşturmuş olursunuz. O çok sevdiğiniz kişi uzakta bile olsa sizin sevginizi hissedecektir. Buna inanmıyorsanız kendi hayatınızda bunu mutlaka denemelisiniz.
Bir insanın kalbini kazanmak istiyorsanız kendinizi ondan nefret ettirmezsiniz öyle değil mi? Bilakis ona bütün kalbinizi açarsınız. Çünkü karşınızdaki insan sizden sıcaklık ve samimiyet görmek ister. Sizin içtenliğinizi anlamaya çalışır. Bu yüzden seni seviyorum dediğinizde bazı insanlar buna inanmakta güçlük çekebilir. Ama siz gerçekten seviyorsanız sözler dışındaki bütün diğer her şey sizin bu sevginizi ispatlamak için adeta yarışır. Gözlerinizden süzülen bir damla yaş bile sizin samimiyetinizi ortaya koyar. Gözünüz yaşarır. Ağlarsınız. Kalbiniz hızla çarpar. Heyecanlanırsınız. Çünkü gerçekten seviyorsunuzdur. Bu yüzden koşulsuz sevgi dediğimiz şey kalptendir diyorum. Samimi bir sevgi olduğu için koşulsuzdur.
Siz karşınızdaki insan kim olursa olsun onu koşulsuz seviyorsanız onu her türlü özelliği ile zaten benimsersiniz. Olumsuz özellikleri çok ta gözünüze çarpmaz. Onun olumsuz yanlarını düşünmezsiniz. Onun yerine onunla yaşadığınız olumlu şeyler aklınıza gelir. İşte bu yüzden bu gerçek aştır. Gerçek ve koşulsuz sevgidir.
Peki, koşulsuz sevebilmek sadece sevgiliye mi olur? Hayır elbette. Yukarıda bahsettiğim gibi bu bazen eşe, bazen evlatlara bazen de arkadaş ve dostlarınıza duyacağınız bir sevgidir. Buradaki ortak nokta ise koşulsuz sevdiğiniz kişiyi kalpten ve içtenlikle seviyor oluşunuzdan başkası değildir. Öyleyse kızgınlık ve öfke yerine düşüncenizi o an için hızlıca değiştirerek koşulsuz sevgi ve affetme enerjisine geçmelisiniz. Affetmediğiniz hiçbir şey hayatınız boyunca peşinizi bırakmaz. Siz nereye giderseniz gidin bağışlamam dediğiniz şeyi de beraberinizde götürürsünüz. Bu yüzden affetmeyi ve koşulsuz sevgiyi birlikte kullanmalısınız.
Bir hafta boyunca her akşam dilerseniz bunu kendi evinizde çalışabilirsiniz. “Herkesi affediyorum, her şeyi affediyorum” diye kendi kendinize sesli olarak tekrar yapınız. Bir süre sonra kafanızın daha da berraklaştığını ve adeta ruhunuzun pozitif yönde sevgi enerjisine geçtiğini göreceksiniz. Eskiden kızdığınız ve kırıldığınız her şeyin içerisinde mana aramaya başladığınıza şahitlik edeceksiniz.
Bu yüzden sevgi enerjisi ile yaklaşım konusunda çaba sarf etmelisiniz. Bunu başarmanın kolay olmadığını biliyorum. Nefret ve kızgınlık duygusunun sizi daha kolay esir aldığını da biliyorum. Tıpkı yağlı ve sağlıksız bir hamburger ya da patates kızartması gibidir nefret ve kızgınlık. Ama koşulsuz sevgi ruh sağlığınız için daha gerekli ve faydalıdır. Sevgiyle kalınız.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.